top of page
  • Hayvancılık Desteklemelerinde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar?
    Destekleriniz için askı listeleri yayınlandığında mutlaka askı listelerinizi kontrol edip varsa düzeltmeleriniz yaptırmanız gerekmektedir.
  • Çiğ Süt Desteklemesinden Birlik Tarafından Herhangi Bir Kesinti Yapılıyor Mu?
    Bakanlık tarafından %3 çiftçi örgütlerini güçlendirme adı altında veri girişi yapanlara sistem üzerinden kesinti yapılır. Kalan miktar yetiştirici üzerine ödenir. Birlik tarafından herhangi bir kesinti yapılmaz.
  • Çiğ Süt Desteklemesine Nasıl Başvuru Yapabilirim.
    Satılan çiğ sütlere ait fatura/e-fatura/e-arşiv fatura/müstahsil makbuzu/e-müstahsil makbuzu, çiğ süt tedarik sözleşmesi ve döner sermaye işletmesinden alınan makbuz veya alındı belgesi üretici/yetiştirici örgütlerine teslim edilir. Teslim edilen çiğ süt tedarik sözleşmeleri, sözleşme geçerlilik süresini kapsayan dönem başvurularında tekrar istenmez.
  • Çiğ Süt Desteklemesi Şartları Nelerdir ?
    Çiğ süt desteklemesi; üretmiş olduğu çiğ sütü, süt işleme tesislerine, fatura/e-fatura/e-arşiv fatura/müstahsil makbuzu/e-müstahsil makbuzu karşılığında kendisi, üretici/yetiştirici örgütü veya bunların %50’nin üzerinde paya sahip oldukları ortaklıkları vasıtasıyla satan ve BSKS veri tabanına aylık olarak kaydettiren bir üretici/yetiştirici örgütüne üye/ortak olan yetiştiricilere ödenir. Çiğ süt desteklemesinden yararlanacakların işletmesi ve sütün elde edildiği hayvanlar TÜRKVET’e kayıtlı olmalıdır. Ayrıca tüm üretici/yetiştiriciler de işletmesinin bulunduğu ilçe bazında BSKS’ye kayıt edilmelidir. Çiğ süt üretimin yapıldığı ilçeden başvuru esasdır.
  • Buzağı Desteklemesi Kaç Dönem Yapılır?
    Destekleme ödemeleri, iki dönem halinde yapılır. Her iki dönemde destekleme şartlarını sağlamadığı için destekleme alamayan buzağılar, sonraki süreçte şartları sağlasa da destekleme kapsamına alınmaz.
  • Üreme Parametresi Nedir?
    Buzağıların analarında, ilkine buzağılama yaşı 510-960 gün arasında veya destekleme kapsamındaki buzağılaması ile bir önceki buzağılaması arasındaki süre 235-600 gün olmalıdır. Bu parametreler e-ıslah kayıtlarından, e-ıslahta kayıtlı olmayan ineklerin ise e-ıslahta kayıtlı buzağılarından hesaplanır. E-ıslahta kayıtlı ölü doğum ve yavru atma hadiseleri buzağılama olarak kabul edilir. İneklerin, TÜRKVET kayıtlarında bulunan, ancak e-ıslaha kayıt edilemeyen buzağıları hesaplamalarda dikkate alınmaz. Embriyo transferi sonucu doğan buzağıları kapsamaz.
  • Buzağı Başvurularının Birliğiniz Aracılıyla Yapılabilmesi İçin Ne Yapmak Gerekmektedir?
    Birliğimize üye olan üreticilerimiz dosya bedelini il/ilçe tarım müdürlüklerine yatırdıktan sonra irtibat bürolarımıza veya merkez ofisimize gelerek başvuru yapabilirler.
  • Buzağı desteklemesi başvurusu nasıl yapılır?
    Yetiştiriciler, desteklemeyi hangi yetiştirici/üretici örgütü üzerinden almak istiyorlarsa, almak istedikleri örgüt üzerinden, kooperatifler aracılığıyla almak isteyenler bölge veya il üst birlikleri üzerinden, soy kütüğü ilave desteklemesi alacaklar damızlık sığır yetiştiricileri il birlikleri üzerinden; herhangi bir örgüte üye olmayanlar ise doğrudan il/ilçe müdürlüklerine başvururlar.
  • Buzağıların Korunması İle İlgili Asgari Standartlara İlişkin Yönetmelik
    BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; besicilik ve yetiştirme amaçlı bakılan buzağıların korunması ile ilgili asgari standartları belirlemektir. Kapsam MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, buzağıların refahlarının sağlanması ve hayvanların gereksiz yere ağrı, acı çekmelerine veya yaralanmalarına yol açacak koşulların önlenmesi için gerekli hükümleri kapsar. Dayanak MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, a) 11/6/2010 tarihli ve 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununun 9 uncu maddesine dayanılarak, b) 2008/119/EC sayılı, Buzağıların Korunması ile İlgili Asgari Standartları Belirleyen Avrupa Birliği Konsey Direktifine paralel olarak, hazırlanmıştır. Tanımlar MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen; a) Bakanlık: Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığını, b) Bireysel bölme: Buzağıların bireysel olarak yetiştirilmesi için ayrılan bölmeyi, c) Buzağı: Sığır türünde altı aylığa kadar olan hayvanı, ç) Hayvan sahibi veya bakıcısı: Hayvanların mülkiyetini haiz veya ücret karşılığında veya ücretsiz, muhafaza etmekle görevlendirilen, gerçek veya tüzel kişi veya kişileri, d) İşletme: İçinde hayvanların yetiştirildiği veya muhafaza edildiği herhangi bir kuruluşu, e) Yetkili otorite: İl/ilçe gıda, tarım ve hayvancılık müdürlüklerini, ifade eder. İKİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler Barınma MADDE 5 – (1) 8 haftalıktan büyük olan buzağılar, veteriner hekim tarafından sağlığı ya da davranışları nedeniyle tedavi görmesinin gerekli olduğu onaylanmadıkça, bireysel bölmelerde barındırılmaz. Bu bölmelerin genişliği ayaktaki buzağının cidago yüksekliğinden, uzunluğu ise burun ucundan kuyruğa kadar olan uzunluğun 1.1 ile çarpımından az olamaz. (2) Gruplar halinde barındırılan buzağılarda, her buzağı için ayrılan kullanım alanı, canlı ağırlığı 150 kilogramdan düşük olan her buzağı için en az 1,5 m², canlı ağırlığı 150-220 kilogram olan buzağılar için en az 1,7 m² ve canlı ağırlığı 220 kilogram ve daha fazla olan buzağılar için en az 1,8 m² olması gerekir. Ancak, altıdan daha az sayıda buzağısı olan işletmelerde ve annelerini emmesi için tutulan buzağılarda uygulanmaz. İşletmeler ve işletme içi düzenlemeler MADDE 6 – (1) Buzağının kalacağı yerin yapımında kullanılan malzemeler ve özellikle buzağıların temas edebileceği kutular ve ekipman buzağılara zarar vermeyecek türde ve iyice temizlenebilir ve dezenfekte edilebilir yapıda olur. (2) Binanın yalıtımı, ısıtması ve havalandırması, hava dolaşımının, toz seviyesinin, sıcaklığın, havanın bağıl neminin ve gaz konsantrasyonunun buzağılara zararlı olmayacak seviyede tutulması sağlanır. (3) Buzağıların kalacağı yer, her bir buzağının zorlanmadan yatmasına, dinlenmesine, ayağa kalkmasına ve eğilmesine imkân sağlayacak şekilde inşa edilir. (4) Buzağıların bulunduğu barınaklar, alet ve donanım çapraz bulaşmayı ve hastalık taşıyıcı organizmaların oluşmasını engellemek amacıyla, düzgün bir şekilde temizlenip dezenfekte edilir. Dışkı, idrar ve yem artıkları ile saçılmış yemler, kokuyu asgariye indirgemek, sinek veya kemirgenler için cazip olmasını engellemek amacıyla gerekli sıklıklarda temizlenir. (5) Zemin, pürüzsüz ve buzağıların yaralanmaması için kaygan olmamalıdır. Bu nedenle zeminin yapısı; buzağıların ayakta dururken veya uzanırken, yaralanmaya veya acıya neden olmayacak özellikte olması gerekir. Buzağıların büyüklüğü ve ağırlığına uygun olmalı ve sert, düzgün ve sabit bir yüzey oluşturulmalıdır. Yatacakları alan rahat, temiz ve yeterince kuru olmalı ve buzağıları olumsuz bir şekilde etkilememelidir. İki haftalıktan küçük tüm buzağılar için uygun bir yatak temin edilir. (6) İşletme binalarında barındırılan buzağılar, sürekli karanlık ya da yapay aydınlatmada, yeterli dinlenme süresi verilmeden bulundurulamaz. Davranış ve fizyolojik ihtiyaçlarını karşılamak üzere, farklı iklim şartları için uygun, doğal ya da suni aydınlatmaya imkân tanıyan tertibat düzenlenir. Mevcut doğal ışığın hayvanın fizyolojik ve etolojik ihtiyaçlarının karşılanmasında yetersiz olması durumunda, en azından doğal ışık süresine eşdeğer bir süre için uygun olan 8 saatlik suni aydınlatma sağlanır. (7) Besleme ve sulama ekipmanları, buzağıların yem ve sularının kirlenmesini en aza indirgeyecek şekilde tasarlanır, yerleştirilir ve muhafaza edilir. Kontrol MADDE 7 – (1) İşletme binalarında barındırılan buzağılar, sahipleri veya hayvanlardan sorumlu kişi tarafından günde en az iki defa kontrol edilmeli ve dışarıda tutulan buzağılar ise günde en az bir defa kontrol edilir. Hasta veya yaralı olduğu tespit edilen buzağının gecikmeksizin uygun bir şekilde tedavisi veteriner hekime yaptırılır. Söz konusu tedaviye cevap vermeyen herhangi bir buzağı ile ilgili olarak, derhal, veteriner hekime yeniden başvurulur. Gerekirse hasta veya yaralı buzağılar, kuru ve rahat bir yerde diğerlerinden ayrı bir şekilde izole edilerek tutulur. (2) Buzağıların herhangi bir zamanda kontrol edilebilmelerine imkân tanıyan, sabit ya da taşınabilir yeterli düzeyde aydınlatma sağlanır. Otomatik ya da mekanik donanımlar MADDE 8 – (1) Buzağıların sağlığı ve refahı için gerekli olan tüm otomatik ve mekanik donanımlar günde en az bir kere kontrol edilir. Sorunların tespit edilmesi durumunda, bu sorunlar derhal giderilir. Öncelikle hayvanların sağlığının ve refahının güvenceye alınabilmesi için, sorunlar giderilene kadar; özellikle alternatif besleme metotları kullanılarak ve yeterli bir ortam sağlanmak suretiyle, uygun önlemler alınır. (2) Yapay bir havalandırma sisteminin kullanıldığı durumlarda; sistemin bozulması durumunda, hayvanların sağlığının ve refahının korunması amacıyla yeterli düzeyde havanın yenilenmesini temin edecek destekleyici bir sistem kurulur. Bu sistemin bozulması ile ilgili olarak, hayvanların bakıcısını uyarmak üzere bir alarm sistemi temin edilir. Bu alarm sistemi düzenli aralıklarla test edilir. Elektrik donanımı MADDE 9 – (1) Barınaklarda elektrik ekipmanının bulundurulması halinde, donanım buzağılara elektrik şoku vermeyecek şekilde yerleştirilir. Hayvanların bağlanması MADDE 10 – (1) Grup halinde barındırılan buzağılar, süt ile beslendikleri dönem dışında bağlanamazlar, bağlı kaldıkları süre bir saati geçemez. Bu bağlar hayvanın yaralanmasına yol açmamalı, yatmasına izin verecek uzunlukta olmalı ve düzenli olarak kontrol edilmelidir. Beslenme ve su MADDE 11 – (1) Yeni doğan buzağıların, doğumdan hemen sonra ve/veya en geç ilk 6 saat içerisinde kolostrum almaları gerekir. (2) Tüm buzağılar günde en az iki kere beslenir. (3) Buzağıların gıdaları asgari 4,5 mmol/litre düzeyinde ortalama kan hemoglobinini temin etmek üzere yeterli ölçüde demir ihtiva eden ve 2 haftadan büyük her buzağı için, yaşları sekiz ila 20 nci haftalar arasında iken, günlük miktarı en az 50 g’dan 250 g’a arttırılacak şekilde, lifli gıdadan oluşan bir günlük rasyon verilir. Buzağılara ağızlık takılmaz. (4) Buzağıların gruplar halinde barındırıldığı ve otomatik bir besleme sistemi ile beslenmedikleri durumlarda, her buzağının aynı anda gıdaya erişmesi temin edilir. (5) İki haftadan büyük tüm buzağıların yeterli miktarlarda, taze suya erişimi sağlanarak günlük sıvı alımı ihtiyaçları giderilir. Denetim MADDE 12 – (1) Denetimler, bu Yönetmeliğin gereklilikleri ile uyumluluğunun teyit edilebilmesi amacıyla Bakanlık ve yetkili otorite tarafından yapılır. Söz konusu denetimler, kullanılan farklı çiftlik sistemlerinin her yıl istatistiksel olarak temsili bir örneğini kapsar. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Çeşitli ve Son Hükümler Hüküm bulunmayan haller MADDE 13 – (1) Bu Yönetmelikte hüküm bulunmayan hallerde 22/11/2014 tarihli ve 29183 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Çiftlik Hayvanlarının Refahına İlişkin Genel Hükümler Hakkında Yönetmelik hükümleri uygulanır. İdari yaptırımlar MADDE 14 – (1) Bu Yönetmeliğe aykırı davrananlar hakkında 5996 sayılı Kanunun ilgili hükümlerine göre idari yaptırımlar uygulanır. Yürürlük MADDE 15 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 16 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı yürütür.
  • Buzağılarda İshal ve Pnömoni
    Buzağılarda İshal ve Pnömoni İshale ve pnömoniye neden olan enfeksiyöz ajanlar; yetersiz bağışıklık ve kötü çevre koşullarında etkili olmaktadır. Bir başka deyişle; hayvan refahının sağlandığı işletmelerde ortamda doğal olarak bulunan enfeksiyöz ajanlar, bağışıklık sağlamış buzağılarda hastalık yapma gücüne kavuşamamaktadır. Patojen mikroorganizmalar, yeni doğan buzağının vücuduna ağız, burun ve göbek kordonu olmak üzere üç yoldan girebilmektedir. Bu bulaşmayı önlemenin yolu, buzağıların temiz, kuru ve havadar ortamlarda tutulması ile göbek kordonunun doğum sonrası % 7 iyodin içeren antiseptikle ilk 3 günde 12 saat arayla dezenfeksiyonundan geçmektedir. Göbek kordonu dezenfeksiyonu yapılmayan buzağılarda ölüm oranının yapılanlara göre ortalama % 11 daha yüksek olduğu ortaya konulmuştur. Yapılan araştırmalarda buzağı ölümlerinin %50’sinde fazlasının ishallerden, yaklaşık % 25’nin de solunum sistemi hastalıklarından kaynaklandığı ortaya çıkmıştır. Buzağılarda ishale sebep olan mikrobiyel ve paraziter etkenler; -Bakteriler: Colibasillosis ( daha çok E. coli K99 ve E. coli CS 31A suşları), Salmonellosis (daha çok S. typhimurium) ve listeria, -Virusler; Rotavirus, Coronavirus, BVD (Bovin Viral Diare), -Parazitler; Cryptosporidiosis (C. parvum ), Coccidiosis (Eimeria bovis, E. zuernii, E. alabamensis), Giardia (Giardia intestinalis), Strongyloides (S. papillosus). Buzağılarda pnömoniye sebep olan patojenler; -Bakteriler; pastörellosis ( Manheimia haemolytica, Manheimia multocida), mycoplasmosis (M. bovis), -Virusler; RSV (Respiratory syncytial virüs) ile PI 3 (Parainfluenza virüs 3). Enfeksiyöz olmayan ishal ve pnömoni nedenleri; Buzağı barınaklarının; kirli, rutubetli, havasız, aşırı kalabalık, çok sıcak ya da soğuk olması, yeni doğan buzağılarla yetişkinlerin bir arada tutulması, stres, buzağının zamanında ve yeterli miktarda kaliteli ağız sütü alamaması, besleme düzensizliği, içirilen sütlerin soğuk ya da bozuk olması, gebeliğinin 7. ayından sonra nakledilmesi ve güç doğum şeklinde sıralanabilir. Beslenmeye bağlı ishaller; normal koşullarda; buzağılar tarafından içilen süt rumeni (işkembeyi) geçerek abomasuma (şirden) gelir. Süt burada kısa sürede pıhtılaşır ve yavaşça abomasumdan ince bağırsağa geçer. Aşırı tüketim, yanlış pozisyonda veya uygun olmayan emzikle (yerdeki kovadan süt içirmek, geniş delikli emzikler gibi) ve stres koşullarında; sütün bir miktarı pıhtılaşmadan ince bağırsağa geçer. Patojen mikroorganizmalar sindirilmeden ince bağırsağa gelen sütteki laktozu ve proteini kullanarak kolay ve hızlı bir şekilde çoğalmaya başlar. Buna bağlı ishal şekillenebilir. Sindirim ve solunum sistemi hastalıklardan korumanın en etkili yolu, uygun barınak tasarımı ve havalandırma ile birlikte buzağıya zamanında kaliteli kolostrum sunmak, aşılama ile işletmede ödünsüz refah ve hijyen gereklerine uyulmasıdır. Bu bağlamda; Kurudaki inek ve gebe düveler kirli ortamlardan uzak tutulmalıdır. Deri ve memeleri dışkı ve idrarla yoğun temas eden ileri gebe hayvanların; dışkı kaynaklı enfeksiyonlara maruz kaldığı unutulmamalıdır. Doğum bölümü geniş, rahat, ılık ve temiz tutulmalı, doğumdan sonra temizlenip dezenfekte edilmelidir. Sürüde iç ve dış parazit muayenesi yapılarak, gerekirse yıllık programlar dahilinde parazitlerle mücadele edilmelidir Doğum esnasında buzağıların ve annelerin stres yaşamaması için tedbir alınmalıdır. Düvelerde ve doğum güçlüğü yaşayan ineklerin tohumlanmasında doğum kolaylığı olan boğaların sperması kullanılmalıdır. Gereksiz bir şekilde doğumlara müdahaleden kaçınılmalıdır. Buzağılarda ishalin başlıca nedeni olan E. coli, rotavirus ve coronaviruse karşı ağız sütüyle bağışıklık kazandırmak için gebe hayvanlar doğumuna 4-9 hafta kala aşılanmalıdır. Buzağı Septisemi Serumu (hiperimmun serum), buzağı septiseminin hem tedavisinde hem de korunmasında kullanılabilir. Tedavi aşamasında oldukça başarılı olan serumun, koruma süresi anneden gelen antikorun sağladığı korumadan daha kısa sürelidir. Bu nedenle öncelik doğumuna 4-9 hafta kala anne adaylarının buzağı septisemisine karşı aşılanmasına verilmelidir. Sürüde clostridium tiplerine karşı bağışıklığın sağlanması bir protokol dahilinde yürütülmelidir. Geviş getiren hayvanlarda gebelik esnasında anneden yavruya antikor geçişi olmadığı için, pasif bağışıklık sağlanmasının en etkili yolu kaliteli kolostrumdur. Bu nedenle doğan buzağıların mümkünse ilk 20 dakika içerisinde kaliteli kolostrum alması sağlanmalıdır. Doğan buzağının ilk 6 saat içerisinde canlı ağırlığının % 10 kadar kaliteli kolostrum aldığından emin olunmalıdır. İlk 3 gün kolostrumla beslemek buzağılarda mukozal büyümeyi artırarak, sindirim sisteminin emilim (absorbsiyon) kapasitesini de maksimize etmektedir. Kolostrum vermeden önce, kolostrumla beraber veya kolostrumdan sonra başka ürün verilmemelidir. Buzağılar, içecekleri kolostrum/süt sıcaklığının vücut ısısından (38 ºC) 2-3 ºC düşük olmasına karşı son derece hassastır. Hava sıcaklığının kolostrum/sütün ısısını düşürebileceği göz önünde bulundurularak içirme süresince tedbir alınmalıdır. Dondurulmuş kolostrumlar 40-45 ºC ısı ortamlarında çözdürülmelidir. 49 ºC ve üzeri sıcaklıklarda çözdürülmesi kalitesini olumsuz etkilemektedir. Buzağılara temiz kapla içirilen süt; taze ve vücut sıcaklığında (38 0C) olmalıdır, Astitisli ağız sütleriyle beslenen buzağılarda hastalık risk çok yüksektir. Bu nedenle, kuru dönem tedavisiyle sürüde mastitis elemine edilmeye çalışılmalı, mastitisli veya antibiyotik içeren sütler buzağılara içirilmemelidir. Buzağılar atık süt yerine sağlıklı ineklerin sütleriyle veya mamalarla beslenmelidir. Şayet ekonomik nedenlerle buzağıya atık süt ( hasta veya mastitisli memeden elden edilen) verilmesi gerekiyorsa bu sütler mutlaka pastörize edilmelidir. Süt içirmede, kova yerine biberonlar tercih edilmeli ve biberon deliklerinin genişliğine dikkat edilmelidir. Buzağıya biberonla süt, anne emme pozisyonunda verilmelidir. Buzağıya verilecek sütün miktar ve kalitesinde ani değişiklik yapılmamalıdır. Buzağıya günlük canlı ağırlığının en az % 10’u kadar süt içirilmeli, bu konuda cimri davranılmamalıdır. Son dönemlerde birçok işletme, illeri dönemdeki performansı pozitif yönde etkilediği için buzağıya içebildiği kadar süt vermeyi tercih etmektedir. İshal durumunda verilen süt veya buzağı maması yarıya düşürülmeli, kesif yeme toksin bağlayıcı özeliği olan kepek ilave edilmelidir. İshalin geçmesinden sonra süt veya buzağı maması artışı kademeli olarak yapılmalıdır. Zamanında yeterli ağız sütü veya süt içmeyen buzağılar, hastalıklara yatkın olduklarından mutlaka sıkı takibe alınmalıdır. Buzağılar ilk beş haftada hastalıklara karşı çok hassastır. Her emzirmeden sonra kullanılan tüm ekipmanlar (şişeler, kovalar, emzikler karıştırıcılar ) temizlenerek dezenfekte edilmelidir. İshal çok hızlı yayıldığından yapılacak ilk iş, ishal olan buzağıların yerini derhal değiştirmek ve sağlamlardan ayırmaktır. İshal nedeniyle uzaklaştırılan buzağıların yerlerini “temizle, dezenfekte et, kurut ve en az 2 hafta boş bırak” temel mücadele prensibi çerçevesinde; zeminler, duvarlar, yemlikler kaynar suyla yıkanmalı. Buzağı kafesleri, kulübeleri yerlerinden kaldırılmadan, yapılan temizlik fayda etmemektedir. Buzağı yerleri temizlendiğinden emin olduktan sonra dezenfekte edilmeli veya pürmüzle yakılmalıdır.
  • Buzağı Barınakları
    Buzağı Barınakları Havalandırma, Sıcaklık ve Nem Buzağıların, iyi havalandırılan, ancak hava akımının/cereyanın olmadığı (<2 m/sn), temiz ve kuru yataklı bir ortama ihtiyacı vardır. Enfeksiyonlar buzağılar arasında çoğunlukla hava yoluyla yayılmaktadır. Bu nedenle enfeksiyöz organizmaların uzaklaştırılmasını sağlamak için, iyi bir havalandırma hayati öneme sahiptir. Aynı zamanda iyi havalandırma, ortamda nem artışını engelleyerek de virüs/bakterilerin canlı kalmasını önlemektedir. Buzağılar tek tek veya gruplar halinde barındırılabilirler. Her bir grupta 12’den fazla buzağı olmaması tavsiye edilmektedir, küçük gruplar olduğunda hasta buzağılar kolaylıkla tespit ve tedavi edilebilir. Aynı hava sahasını paylaşan 30’dan fazla buzağı olmamalı ve buzağılar daha yaşlı sığırlarla aynı sahayı paylaşmamalıdır. Her bir buzağı doğduğunda minimum 6 m3 , 2 aylıkta 10 m3’ e, 6-7 aylıkta en az 15 m3 temiz hava sahasına ihtiyaç duymaktadır. Solunum sistemi hastalığına sahip bir buzağı akciğerlerinden, atmosfere milyonlarca bulaşıcı mikroorganizmayı saçabilir. Dolasıyla tek bir hava sahasındaki buzağı sayısı arttıkça hastalık riski de artmaktadır. Barınak ortamında uzaklaştırılmayan toz ve gaz, doğumdan laktasyon/kesime kadar uzayan süreçte buzağı ve genç hayvanların sağlığı üzerine olumsuz etkiler yapmaktadır. Toz, bir taraftan solunum yolu mukoz membranları irrite ederken, diğer taraftan akciğerlere kalıcı hasar verir ve mikroorganizmaların gelişimini destekler. 25 ppm düzeyindeki amonyak, mukoz membranları irrite ederek hayvanı solunum sistemi hastalıklarına karşı savunmasız hale getirebilmektedir. Çalışmalar, yaşamın ilk 4 ayında amonyak düzeylerinin ilk buzağılama yaşı üzerine ciddi etkisi olduğunu göstermektedir. Karbondioksit 3000 ppm üzerindeki seviyelerde zehirli olmamasına rağmen, daha az oksijen varlığına bağlı olarak hayvanların performansını olumsuz yönde etkilemektedir. Yine yerdeki sulu dışkı- çamur birikintilerinin kokuşmasıyla açığa çıkan hidrojen sülfür hayvanlar için son derece toksik bir gazdır. Sadece hava sahası değil, barınak içerisinde belirli bir zamanda yer değiştiren hava miktarı olan havalandırma oranı da kritiktir. Amaç, barınak içerisinde kışın saatte en az 10 kez, yazın ise saatte 60 kez hava değişimiyle, içeriye temiz/taze havayı sürekli sağlamaktır. ABD de yapılan çalışmalar, buzağı barınağındaki yüksek nem ve buzağılardaki yüksek kirlilik skorunun, ilk buzağılamada gecikmeye neden olduğunu göstermektedir. Bu durum, muhtemelen besi sığırlarında da günlük canlı ağırlık artışında yavaşlamaya yol açmaktadır. Buzağıların barınaklarına özen gösterilmelidir. Buzağılara doğumdan hemen sonra yaşamlarını sağlıklı olarak sürdürebilecekleri barınaklarda; Buzağılar günde en az 18 saat yatarlar, bu nedenle dinlenmek için temiz bir hava ile iyi bir yatak (temiz, kuru ve yumuşak) olmazsa olmazdır. Özelikle ilk iki hafta buzağılar, güneş ışınlarından korunacakları bir gölgelik alanda tutulmalıdır. Doğrudan gelen güneş ışınları, buzağılarda vücut ısısını artırarak (hipertermi), süt/yem tüketiminde azalmalara hata ölümlere sebep olabilmektedir. İneklerin bulunduğu ortamda çoğalma imkanı bulan zararlı mikroorganizmalar ve parazitlerin buzağılara bulaşmaması için buzağılar doğar doğmaz, kesinlikle yetişkin hayvanlardan ayrı kontrollü bir ortamda 8 hafta süreyle barındırılmalıdır. Buzağı barınakları; hakim rüzgarlara karşı korunaklı, temiz, havadar, kuru ve aydınlık olmalı, buzağılar kesinlikle hava cereyanında (hava koridoruna sokulan elin üzerinde hava akımı belirginse, ortamda hava cereyanı vardır) kalmamalıdır. Buzağı kulübeleri/bölmeleri, yaz ve kış mevsim koşulları göz önünde bulundurularak gerekirse hareketli/portatif tente ve çatı sistemleriyle iklimlendirilmelidir. Barınaklarda % 75’in üzerindeki nem; ortamın havasının bozulmasına ve buzağıların ıslanmasına neden olacağından, iyi drenaj ve havalandırma ile ortamdaki nemin yükselmesi önlenmelidir. Vücut sıcaklığını; hayvanın yaşı, vücut kondisyonu, rasyon yapısı, deri kalınlığı, tüy örtüsünün sıklığı ve uzunluğu yanında hava ve ışıma sıcaklığı, rüzgar hızı ve nispi nem gibi faktörler etkilemektedir. Yeni doğan bir buzağı, acı çekmemesi için ortam sıcaklığı 6-29 ºC olmalıdır. Bir aylık bir buzağı, donma noktası civarındaki sıcaklıklara ıslak kalmamak koşuluyla rahatlıkla dayanabilir. Ancak buzağıların vücut sıcaklığının korunması için dondurucu soğuklardan ve aşırı sıcaklardan uzak tutulmalıdır
  • Buzağı Beslenmesi
    Teorik olarak, bir süt işletmesinin gelirinin % 40’ının buzağıdan, % 60’ının da sütten elde edildiği genel kabul olsa da işletmede süt verimi arttıkça, buzağı gelirinin toplam gelir içindeki payı azalmaktadır. Diğer taraftan süt geliri azaldıkça buzağıdan elde edilen gelir artmakta, etçi damızlık işletmelerinin ise tek gelir kaynağı ise buzağıdır. Ekonomik açıdan doğan buzağılarda kayıplar, buzağı ölümleri ile buzağıların yetersiz bakım-beslemesi ve/veya kronik hastalıklara bağlı gelişim geriliğinin toplamı şeklinde ele alınmalıdır. Buzağı ölümlerine bağlı ekonomik kayıplar, buzdağının sadece görünen kısmı olup, iyi bir buzağı dönemi geçirmemiş, zayıf bünyeli bir yetişkin sığırın; yemden yararlanma derecesi, günlük canlı ağırlık artışı, süt ve döl verimlerinin istenilen seviyede olmamasına bağlı kayıplar ise çok daha fazladır. Annenin genel sağlık durumu ile gebelik dönemindeki bakım ve beslenmesi, buzağı sağlığını doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle anne-yavru sağlığı bir bütün olarak ele alınmalıdır. Buzağı sağlığı; gebelikten önceki anne sağlığı ile başlar, tohumlama, gebelik ve doğum süreciyle devam eder. Bu sürecin iyi yönetilmesi, buzağının hayata 1-0 önde başlamasını sağlar. Bu çerçevede tedbirler, 1- Doğum öncesi; Doğum zamanı ayarlanmalıdır. Aşırı sıcaklarda-soğuklarda veya işletmede iş yükünün fazla olduğu dönemlerde doğumların olması buzağı kayıp riskini artırmaktadır. Düveler, ilk tohumlama için ırka göre değişen, sağrı yüksekliği, canlı ağırlık ve yaş kriterlerinin üçünü de sağlamış olmalıdır. Erken veya geç yaşta tohumlama risklidir. Düve tohumlamasında kullanılacak boğaların buzağılama kolaylığı indeksi, mutlaka yüksek olmalıdır (mümkünse 110 puan üstü). Doğum yapacak hayvanlar çok zayıf veya çok yağlı olmamalıdır (VKS 3-3,5 olmalı). Hayvanın yağlı olması güç doğuma, zayıf olması ise yetersiz canlı ağırlıkta buzağı doğumuna sebep olmaktadır. 2- Doğum zamanı Doğum bölmesi genişliği ile kolay doğum arasında bir ilişki vardır. Doğum ortamı ne kadar geniş, bol altlıklı kuru ve temiz ise doğum o kadar kolay olmakta, ayrıca ahırda doğan buzağıların ölüm oranının, doğum bölmesinde doğan buzağılardan yaklaşık 5 kat daha fazla olduğu unutulmamalıdır. Doğuma müdahale; düvelere ve ineklere, ayrı bir doğum padoğunda, sancılanma, ıkınma için zaman tanımak, gözlemek, ama gereksiz erken müdahaleden kaçınılmalıdır. Su kesesi ve/veya ayaklar görüldükten sonraki 1 saat içerisinde doğum gerçekleşmemişse, doğuma müdahale edilmelidir. Maalesef ülkemizde, damızlık boğa pedigrisini doğru okuyarak, baba adayını seçmek, temiz, kuru ve yumuşak altlıklı doğum bölmesi kullanımı ile doğuma müdahale konularında sorunlar yaşandığı sıklıkla gözlemlenmektedir. Doğum öncesi ve doğum zamanındaki bu tür hatalara bağlı olarak doğan buzağılarda, hastalıklara yatkınlık ve gelişme geriliği ile karakterize zayıf bünyelilik ve kayıplar görülmektedir. Doğum gerçekleşir gerçekleşmez yavrunun nefes alıp almadığı kontrol edilmelidir. Ağız ve burnundaki müköz (sümüksü) kalıntı temizlenmelidir. Gerekirse solunumu uyarmak üzere buzağı; baş aşağı gelecek şekilde sallandırılmalı, baş bölgesine soğuk su uygulanmalı ve/veya dili birkaç kez hafifçe çekilip bırakılmalıdır. Doğduktan sonra, 15 dakika içinde buzağının kendiliğinden göğüs üzerinde oturma pozisyonu alması, sağlıklı olduğunun göstergesidir. Doğumdan sonra inek yavrusunu yalayarak hem yavrunun kurumasına hem de dolaşımın hızlanmasına yardımcı olmaktadır. Eğer inek herhangi bir nedenle bu işi yapmıyor ise buzağının üzerine hafif tuz serpilerek yalaması için teşvik edilmeli veya kuru bir bez veya yataklık sapla; buzağı iyice silinerek, kurutulmaya çalışılmalıdır. Göbek kordonu dipten kopmamış ise karnına en yakın kısımdan başlayarak kordon aşağıya doğru sıvazlanmalı ve içindeki sıvı boşaltılmalıdır. Daha sonra içine tentürdiyot akıtılan göbek kordonu, karına 4-5 cm uzaklıktan antiseptiğe batırılmış bir iple bağlanmalı ve bağlanan noktanın 3-4 cm altından temiz bir makasla kesilmelidir. Göbek kordonu bölgesine, üç gün boyunca günde iki kez tentürdiyot sürülmeli veya göbek kordonu tentürdiyot solüsyonuna daldırılmalıdır (navel dipping). Normal bir buzağı doğumundan yarım saat sonra ayağa kalkar ve bir saat içerisinde annesini emmeye çalışır. Buzağı emmeden önce, anasının meme başları ve çevresi ılık sabunlu suyla yıkanıp, temiz kuru bir bezle iyice kurulanmalı ve en kısa sürede emzirmeye çalışılmalıdır. Ancak yavrunun annesini emmesi halinde ineğin sağımı sırasında devamlı yavrunun emmesini isteyeceğinden sağımı zorlaşabilir. Ayrıca memeden emen yavrunun, nasıl kalitede ve ne kadar kolostrum içtiği de bilinemez. Bu nedenle mümkünse buzağılara ağız sütü sağılarak, buzağı canlı ağırlığının % 5’i kadar miktarda, soğutmadan, mutlaka vücut ısısında (38 ºC) verilmelidir. Kolostrum Doğuma yaklaşık beş hafta kala meme bezinde başlayan kolostrum salgılama, gebeliğin son iki haftasında maksimum seviye ulaşmakta, buzağı doğduğunda ise aniden durmaktadır. Komplike bir meme salgısı olan kolostrum (ağız sütü), normal süte göre 2 katı kuru madde, 3 katı mineral ve 5 katı protein içerdiği gibi yüksek oranda; buzağının acil ihtiyacı olan vitaminler, enerji, büyüme faktörleri, hormonlar ve hastalıklardan korunmasına yardım eden bağışıklık maddelerine (IgG) sahiptir. Sağım sayısı artıkça bu değerler çok hızla düşmektedir. Kaliteli kolostrum, buzağı için tek sağlıklı yaşam iksiridir. İnekler, kolostrumunda sadece karşılaştığı hastalıklara karşı koruyucu maddeleri barındırırlar. Bu nedenle başka çiftliklerden gelenlerle, işletmedeki genç inekler; işletmeye özgü muhtemel hastalık etmenlerine karşı yeterli miktarda antikor (IgG) oluşturamayabileceğinden, yeni doğan buzağılar ilk 24 saat boyunca olgun ineklerden (2 ve üzeri doğum yapmış) alınacak kaliteli kolostrumla (50g/lt ˂ IgG) beslenmelidir. Kolostrumu buzağıya vermede niçin acele etmeliyiz? Buzağılar hastalıklara karşı yok denecek kadar zayıf bağışıklıkla ve çok aç bir şekilde dünyaya gelmektedir. Buzağılar doğar doğmaz strese maruz kaldığı gibi hastalık yapıcı etmenlere karşı savunmasız olduğundan, acilen kaliteli kolostruma ihtiyaç duyarlar. Öte yandan bağışıklık maddelerinin (IgG) bağırsaktan etkin bir şekilde emilerek kana karışması, yalnızca doğum sonrasındaki ilk birkaç saat içinde gerçekleşebilmektedir. Doğumun üstünden zaman geçtikçe IgG’nin kolostrumdaki konsantrasyonu ve buzağı bağırsağından emilimi hızla düşmekte, Aşağıdaki grafikte de görüldüğü üzere 24. saatin sonunda ise emilim % 0’lara kadar düşmektedir. Kaliteli kolostrum içerdiği yüksek oranda magnezyum sayesinde; buzağıların sindirim sisteminin uyarılması ve de ana karnındaki dönemde bağırsaklarda biriken atık maddelerin (mekonyum) dışarı atılmasında birinci derecede etkili olmaktadır. Ağız sütünün verilişi geciktiği zaman bağırsaklarda üreyen hastalık yapıcı mikroorganizmalar ağız sütünün yerine emilebilir. Kolostrum bağırsak çeperini bir film gibi kaplayarak, patojen mikroorganizmaların emilimini de önlemektedir. Buzağılamadan sonra ilk sağımın/emzirmenin geciktirilmesi, doğumla beraber süt üretiminin başlaması nedeniyle kolostrum seyrelerek IgG ve besin madde konsantrasyonun (protein, mineral madde ve vitamin) düşmesine yol açacaktır. Bu durumda buzağı, yeteri miktarda bağışık madde (100 gr IgG) ve besin alımı için daha fazla kolostruma ihtiyaç duyacaktır. Bir öğünde canlı ağırlığının % 6’dan fazla kolostrum verilmesi de ishale yol açabileceğinden sorun daha da kötüleşecektir.
bottom of page